Bir hafta Ankara yolculuğundan sonra bu sabah İstanbul'a döndüm. İlk iş dün gece internette bulduğum ilanın peşine düşmek oldu: Uygun fiyata bir küçük odacık! Adres belli oldu ki, bizim evin tam arka paraleli. İşte buna şans denir. Gidip gördüm, ufak, bakımsızca-ama tahminimden çok bakımlı. Ufak bir oda ve yanında mini mutfak ve banyo. Badana gerekiyor, kötü bir yeşil var duvarda. Sorun değil. Tavanlar biraz alçak, o da artık çok büyük resimler yapmadığımdan dolayı çok büyük problem sayılmaz. Bir penceresi var. İçerisi ne karanlık, ne aydınlık diyebilirim. İyi bir ışığa ve bir de ısıtıcıya ihtiyaç olacağı kesin.
Heyecanlandım. Yani hiç resim yapmazken ve mazereti her daim mekan yokluğuna bağlarken, mekanı elde edip yine eski tembellik alışkanlığına devam eder de bir tek resim bile üretemezsem ne olacak? Varsayımlar... Yaşamadan bilemeyeceğime göre, bu riske atılamakta bir sakınca görmüyorum. En önemli şey bir an önce tüketici durumundan üretici durumuna geçmek ve bunun için de çalışmak, çalışmak, çalışmak...
Heyecanlandım. Yani hiç resim yapmazken ve mazereti her daim mekan yokluğuna bağlarken, mekanı elde edip yine eski tembellik alışkanlığına devam eder de bir tek resim bile üretemezsem ne olacak? Varsayımlar... Yaşamadan bilemeyeceğime göre, bu riske atılamakta bir sakınca görmüyorum. En önemli şey bir an önce tüketici durumundan üretici durumuna geçmek ve bunun için de çalışmak, çalışmak, çalışmak...
2 comments:
Yapincak'cim,
Sms'le mesajini alir almaz ilk firsatta sitene baktim, gercekten cok guzel seyler uretiyorsun; hem fikir olarak, hem de ortaya cikan eserler olarak. Tebrik ederim! En yakin zamanda gorusmek umuduyla...
Bilkent ve piyano bolumunden sevgiler!
Bilkent'e de benden sevgiler. Herkesi cok ozledim.
Post a Comment